Tuna bir süredir hırçındır. Deli dolu akmaktadır. Dişlerini sıkan sara hastası gibi köpük püskürtmektedir. Bazen taşkınlık da yapmaktadır. Yatağına sığmaz taşar... Sanki dargındır insanoğluyla. Tarlalarını bağlarını bağ evlerini yollarını köprülerini katar önüne siler süpürür... Her defasında başını yaslayıp yol yorgunluğunu attığı kimi zaman koy'unda uyuduğu sükûnete kavuştuğu Bucak'ta bile artık köpük köpüktür. Çizgi çizgi dalgalar gönderir kıyı şeridine. Tokatlı Hasan'ı uyarmak ister gibidir. Sanki:
- Kalk Hasan diyor. Ben Bucak'ta başımı yumuşak kayalara dayar uyurum. Ama sen tedbiri elden bırakma. Çünkü su uyur düşman uyumaz.