"Sahilde dolaşan insanlar gözleri kamaşmasın diye koyu renkli güneş gözlükleri ve uzun burunlu şapkalar takmışlardı. Gün çok güzel olmasına rağmen gene de eşimin güzelliği ve parıltısı yanında cılız bir mum ışığı gibi oldukça sönük kalıyordu.
Güneşin olduğu yerde yıldızların hiç görünmediği gibi eşimin olduğu yerde de güneş ışıkları bana hiç görünmüyordu. Bu yüzden güneş gözlüğü ve şapka almadan dışarı çıkmıştım. Daha güçlü bir parıltıya bağışıklık kazandığım için böyle yapmıştım.
Aslında benim de gözlerimle ilgili bazı sağlık sorunlarım var. Eskiden gelişmiş bir radar gibi her şeyi çok net görebiliyordum. Eşimi tanıdıktan sonra ise görme özürlü oldum ve onun dışında hiçbir şeyi göremez oldum.
Tedavi amacıyla gitmediğim göz doktoru kalmadı. Ama gözümdeki bu perde hiç gitmedi. 'Asıl körlük eşimin dışında başka bir şeyi görmektir' deyip göz doktoru peşinde koşmayı bıraktım ve bu sorunumla artık barışık şekilde yaşamaya başladım."