1930'lu 40'lı yıllar... Eskilerin deyimiyle 'yokluk' dönemleri. 'Alman Harbi' düye bilinen İkinci Dünya Şavaşı'nın dünyayı kasıp kavurduğu savaş yorgunu bir yüzyılın en karanlık zaman dilimi. Dünyanın bir bölümünde kıyamet provalarının yapıldığı böyle bir zamanda İstiklal Harbi'nden zaferle çıkan genç Cumhuriyet bir yandan yeniden yapılanma süreci yaşarken diğer yandan kendini yeni savaşlardan koruma mücadelesi vermektedir. Ülke İkinci Dünya Savaşı'nın dışında kalmıştır kalmasına ama bunun bir bedeli de olacaktır elbette. Dış dünyadaki yokluk ve kıtlık buna karşılık sınırları korumak için yapılan harcamalar içeride büyük bir yıkım getirmiştir. İkinci Dünya Savaşı'na fiilen girmeyen Türkiye'ye ateş düşmüş ve kıtlık başlamıştır. O yılları yaşayanlar kıtlık döneminin 7 yıl sürdüğünü anlatıyor bize. Yüzyılın ilk çeyreğinin neredeyse tamamını cephelerde tüketen bir millet için zaten zor olan kalkınma süreci daha da zorlaşmıştır bu şartlar altında.
Bu kitabı konu ettiğimiz isimler bahsettiğimiz sancılı dönemi iliklerine kadar yaşayan ama buna rağmen ayakları üzerinde durmayı başaran bununla da yetinmeyip üreten ve ülkenin bugün 100 milyar doları aşan ihracatının temellerini atan girişimciler. Yokluk döneminde girişimci olmanın ne demek olduğunu onlar çok iyi biliyor. Ve onların öykülerinden yeni nesil işadamlarının öğreneceği çok şey var.