"Evde uğultular arasında oturuyordum. Öğle uykusunun insanların üzerine çöktüğü vakitti. Kalbim kabuğunu çatlatmaya çalışan bir tohum gibi daralıyordu. Çok uzaklardan çağrıldığımı hissediyordum. Kulağıma sesler geliyordu. Oturduğum sedirden yeni tel emri gelmiş telgrafçı gibi kalktım. Sonra evin içindeki kalabalıktan kurtulup bahçede bir yere oturdum. Boşluğa salladığın bıçak bir şeyi kesmezse zamanı keser dedim. Yola çıktım."