New Yorklu anneannesinin ayrıcalıklı bir ortamda yapayalnız büyüttüğü yedi yaşında bir çocuktur Che. 1960'ların sonlarında Harvard'da okuyan radikal eylemci iki öğrencinin büyümüş de küçülmüş oğludur. Kanun kaçağı anne ve babasının izini kendi çocuksu hayal dünyasında sürmeye çalışırken televizyon izlemesi yasaklandığından bütün umudunu uzun saçlı ergen komşusunun öngörülerine bağlamıştır: Gelip seni alacaklar ahbap. Seni buradan kaçıracaklar.
Bu arayışı onu kısa sürede bambaşka bir dünyaya sürükleyecektir. O artık metro peronlarında soluk soluğa koşuşturan gece yarıları döküntü motellerden kaçan ve gizemli bir genç kadınla birlikte Avustralya'nın tekinsiz tropikal cangıllarında yaşayan hippilerin arasına karışan bir kaçaktır. Burada yavaş yavaş hayatıyla kendi öz benliğiyle yüzleşecek ve hiçbir şeyin görüldüğü gibi olmadığını öğrenecektir: Gerçek annesi kimdir? O adam gerçek babası mıydı? Bütün kuşkuları doğru çıkarsa ne yapması gerekecektir?
Che'nin Yasadışı Benliği küçük bir çocuğun içinde yaşadığı dünyayı ve sıra dışı olayları anlama çabasıdır. Ancak aynı zamanda radikal eylemci günlerini geride bıraktığını düşünürken umulmadık bir anda geçmişini karşısında bulan bir kadının öyküsüdür. Tehlikeli karşılaşmaların çatışan kişiliklerin ve bir yolculuğun anatomisidir. Sevginin kırıp döken ama öte yandan onaran gücüyle şekillenen...
Çifte MAN BOOKER ödüllü Peter Carey'nin o benzersiz usta kaleminden çıkma büyülü bir dünya bulacaksınız bu kitapta. Okuru sıradan duygusallık tuzaklarına düşürmeden insan denen meçhulün en savunmasız derinliklerinde gezdiren ve nihayetinde can evinden vuran bir öykü.