Farklı olanı ötekiyi anlamaktan geçen günümüz anlayışını aydınlatarak yol gösterecek bir kitap daha. Modern insanın unuttuğu geçmişin kültürel zenginliklerini hatırlamak için iyi bir fırsat sunarken ironik bir şekilde şehir insanının bu eksikliğini taşra edebiyatı gideriyor. Tanıklık anı ve tarih üçlemesiyle karşımıza çıkan Ermeni taşra edebiyat geleneğinin önde gelen isimlerinden Hagop Demirciyan nam-ı diğer Mıntzuri Turna Nereden Gelirsin? ile köyüne dair hikayelerini anlatmaya bıraktığı yerden devam ediyor. Mıntzuri köy insanının çeşit çeşit hallerini başarıyla resmettiği hikayelerinde incelikle işlediği ayrıntılarla bir parça gülümsetir veya hüzünlendirirken düşündürtmeyi de ihmal etmiyor. Mıntzuri'nin öykülerinde karşımıza çıkan Türk Ermeni Laz Kürt Rum Kızılbaş herkes köyün toprağın tasviri içerisinde çeşitli renkleriyle önümüze sunulan masalsılığın içinde evrenselleşiyor. Mıntzuri'nin hafızası kadar edebiyatını da besleyen köylüler sadece etnik kimlikleriyle değil mizaçları ile de zaman zaman tipleme olmaktan çıkıp birer karaktere dönüşürken daha önce Türkçeye kazandırılan Mıntzuri'nin Armıdan Fırat'ın Öte Yanı Atina Tuzun Var mı? ve Kapandı Kirve Kapıları kitaplarındaki kahramanların bazıları bu kitapta da küçük dünyalarındaki büyük hikayeleriyle karşımıza çıkıyor.