Anadolu toprakları binlerce yıldır savaşlara katliamlara ölümlere ve gözyaşlarına alışkın topraklardır; bu coğrafyada gerçetende güçlü olan ayakta kalabilmektedir binlerce yıldır böyle bir yaşam sunmuştur konuklarına. Kanla sulandıkça daha çok kıymetlenmiş topraklardır Anadolu toprakları. Kaypakkaya'nın öyküsüde bu topraklarda mutlu olabilmeyi hayal eden binlerce yıllık öykülerden birisidir. Bu kitaba konu olmasının nedeniyse tarihte pekte sık rastlanmayan az bulunur bir hayat yaşamış olmasıdır. O. bir cunta cezaevinde sona eren hayatını belli bir amaç uğruna öne sürmüş dünyayı değiştirme hayalinin peşine takılmış bir '' serüvencidir'' bir komünist eylem ve pratik adamı bir köylü bir işçidir. O gün ne giyeceği telaşını hiç yaşamamışo gün ne düşüneceği ve yapacağına kafa yormamış bu çağa hiç mi hiç uymayan bir kişiliktir. Sadece devrimci romantizm değildir onun itici gücü. Adalet arayışı eşitlik ve özgürlük ihtiyacıdır Kaypakkaya'yı bu hikayenin baş kahramanı yapan.