"Babasının bir türlü tükenmek bilmeyen üzgün hali nedendi acaba? Toprağını terk etmektense ölmeyi yeğleyen Ermenilerin atlayarak intihar ettiği Uçurum Kayasından babasının da atlaması bir tesadüf müydü acaba? Aslında O kendisi olamamanın sıkıntısı ile öldürmüş olmalıydı kendisini." Sonra her şey durdu. Etrafını bir çember gibi kuşatan on iki kök kavağın orta yerinde saçları yüzünü kaplamış halde hozan kızını gördü. Güneş çoktan doğmuşi hozandaki mavili kırmızılı sarılı çiçekler geceye emanet ettikleri renkleri bir bir geri almıştı. Kızın dümdüz bir çizgi halinde uzayan gölgesi çemberdeki on ikinci kavağa vurmuştu".