Karanlığın cüceleri ilmik ilmik ihaneti ördüler. Değil mi ki Padişahın fermanından ve şeyhülislamın fetvasından öte Anadolu'da biri "ulus" diğeri "bağımsızlık" isminde iki derecik çağıl çağıl akıp devleşerek "ulusal bağımsızlık" yatağında birleşip bir nehire dönüşmüştü sel olup önüne kimi katar bilinmezdi. Önce ulusu ve bağımsızlığı bayrak yapmış olanlar "eşkıya" ve "vatan haini" ilan edilip idamına karar verildi... Olmadı... Altın liralar payeler dağıtılıp pusular kuruldu... Sökmedi... Çağıl çağıl aktı su... Dağları tepeleri vadileri bereketlenerek aştı... Ankara'da yatak Ankara'da yurt buldu... Anadolu suya hasretliğini su Anadolu'ya hasretliğini bir kez dillendirmeye başlayınca damar damar yarıldı toprak... Her kuytulukta göz göz su kaynadı...
Millet millet olduğunu su ile kavuşup su ile hasretlik giderince anladı...
Kirinden kirletilmişliğinden arındı.