1917-1934 yılları arasında önce Fergane'de başlayan sonra Türkistan'ın türlü yerlerine yayılan 17 yıl boyunca Bolşeviklere zor günler yaşatan milli mücadele hareketinin ilk öncüleri Abdülhamit Koçar'ın ağabeyleri idi. Bolşeviklerin "Basmacı" Türkistanlıların "Korbaşı" veya "İstiklalciler" dediği silahlı milli mücadele hareketi 1921-1924 de en yüksek seviyesine ulaştı. Abdülhamit Koçar milli mücadeleyi katılanlara Afganistan Pakistan Suudi Arabistan ve Türkiye'de hep "Ağabey ve Beybaba" diye hitap etti. O bir "Korbaşı" ailesinin çocuğu olduğunun idrakından ve şuurundan hiçbir zaman ayrılmadı. İşte bunun adı da tabi ki milliyetçiliktir.
Fakat Türkistan'daki bu milli mücadele ne yazık ki başarısızlığa uğradı. Bunun neticesinde Türkistanlılar komşu ülkelere hicret etmeye başladılar. Çünkü onlar "Basmacı" ve "Halk düşmanı" suçlamasıyla ölüme mahkum edildiklerinden dolayı yüzbinlerce insan yaya altı sallarla karakışta çılgın "Amu Deryası"nı aşarak Afganistan'a iltica ettiler. Canı pahasına Afganistan'a iltica eden insan sayısı bir milyonu geçmişti.
Abdülhamit Koçar çocukluğundan itibaren bir milletin nasıl yok edilmek istendiğinin şahididir. O aynı zamanda Afganistan'da Türkistan yetişkini Suudi Arabistan'da seyyah ve Türkiye'de düşünen adamdır. Bu kadar büyük ve zorlu mücadeleyi bir ömre sığdırmak gerçekten ne kadar güçtür. İşte bütün bu zorlukları; ölümü korkuyu yokluğu varlığı ve vatansızlığı nihayet 61 yıl sonra 16 Ağustos 1991 tarihinde aziz vatanına nasol kavuştuğunu bu kitapta ayrıntılı olarak okuyacaksınız.