"Barışı beklemek geleceği hakkında hiçbir tasarrufta bulunmayan edilgin insanların çaresizliğini yansıtır. Neyin geleceği belli olmaz. Barışın yolunu açmak gerekir. Barış büyük zahmet ve özveriyle inşa edilmesi gereken ve herkesin kazanacağı bir süreçtir. Barışsızlık ortamından kısa vadede yararlananlar olabilir ama uzun vadede bu ortamda herkes kaybeder. Ama asıl kaybedilen insani değerler ve umuttur. Umudun olmadığı yer ise ebedi cehennemdir."
Ülkemizin gündemini belirleyen pek çok sorun "çatışma çözümü" ve "çok kültürlülük" çerçevesinde çözülmeyi bekliyor. Uluslar arası alanda giderek yükselen birer değer haline gelen bu kavramlar bizim pek de aşina olmadığımız kavramlar. Oysa Türkiye'nin son yıllarda en fazla mesai harcadığı anadil ve anayasa tartışmaları etnik sorunlar ve haklar yani tüm bu "çözümsüz" görünen konular belki de çok kültürlülük çatışma çözümü ve uyuşmazlık yöntemleriyle dolayısıyla kurulacak bir "Barış Dili" ile üstesinden gelinebilecek meseleler.
Sosyolog ve siyaset bilimci Prof. Dr. Doğu Ergil bütün bu teorik tartışmalar neticesinde bu ülkenin barışı aradığı ortamda ortak bir barış dilini üretmek için yıllarının birikimini bir araya getirdi. Barışı Aramak teorik tartışmalar içerisinde sıkışıp kalmış Türkiye için pratiğe dökülecek fikirler ortaya koyuyor.