İstanbul bir açık hava müzesidir. Birbirinden farklı dönem ve kültürlerin anıtlarının her biri yaşadığı süreç içinde söylenceler kazanmıştır. Bu söylenceler yanında kimi binalar tarihsel dönemleriyle ilgili öyküler saklamaktadır. Asıl şehir olan suriçi bölgeden başlayan bu öyküler İstanbul ile birlikte gelişmiş değişmiştir. Şehrin sürekli büyüyen yapısına paralel olarak artan nüfus İstanbul halkını şehrin simgesi olmuş dini ve sivil pek çok binanın anıtın kimliğinden habersiz duruma getirmektedir. Pek çok yapının işlevlerinin bugüne kadar geçirdiği değişiklikleri bilen aydın sayısı da sınırlıdır. Öyküleriyle İstanbul Anıtları projesi İstanbul'un kültürel yapısında önemli bir yeri olan bina ve anıtları bugünkü kuşaklara tanıtma ihtiyacından doğmuştur.
Söz konusu yapı ve anıtların geçmişten bugüne gelen söylencelerini yazılı hale getirmek İstanbulluların içinde yaşadıkları kültürel dokuyu özümsemelerini sağlamak ve gelecek kuşaklara yazılı bir belge halinde söylenceleri iletebilmek bu projenin öteki ayağıdır. Bir Bizans prensesinin Moğollara gelin gitme zorunluluğundan doğan bir kilisenin öyküsü Süleymaniye'nin inşaasının uzamasının uluslar arası bir olay oluşunun anlatımı kuşkusuz İstanbul halkının da şehre tatil için gelenlerin de şehre bakışını değiştirecek öykülere örnektir. Öyküleriyle İstanbul Anıtları İstanbul anlatıcısı usta öykücü Adnan Özyalçıner ile şair Sennur Sezer'in yazımını gerçekleştirdiği bir kitaptır. Onların ayrıntıcı ve şiirsel anlatımı İstanbul'un anıtlarının öykü ve söylencelerini yenileyecek şehrin değişik bir ışık altında görülmesini sağlayacaktır.