Osman Cemal halk muharriridir (yazarıdır). Yani bir muharrire verilebilecek en güzel en temiz en değerli sıfatlardan birini halk ona vermiştir. Halk ona "halk muharriri" demiştir.
Halk sözü geniş bir insan kalabalığını ifade eder. Halk sözü kendi damı altına fukara ve orta köylülüğü esnafı zanaatkârı işçiyi ve münevverliğin bir tabakasını toplar.
"Osman Cemal bu kalabalıktan asıl hangisinin muharriridir?" diye sorulursa verilecek cevap şudur:
-Osman Cemal bilhassa esnaf zanaatkâr zümrelerinin yazıcısıdır.Fakat aynı zamanda şehir "lumpen"lerinin fotoğrafçısı da olabilmiştir.
Yazıcı romancı hikâyeci mizahçı geçinen bir çok "üstat"ların Osman Cemal'den öğrenecekleri bir çok şeyler vardır. Eğer onlar eserlerinin niçin okunmadığını merak ediyorlarsa "okutabilme"nin sırrını Cemal'den sorsunlar.
Cemal sanat bakımından ifadesi olduğu muhiti çok iyi bilir. O muhitin içinde yaşar o muhitin neşesi kederi Cemal'in uzviyetiyle (organizmasıyla) öyle kaynaşmıştır ki bütün ideolojik kararsızlığı ve esnaf ve zanaatkâr muhitinin ideolojik kararsızlığının ifadesidir.
Zaten Cemal'in bir büyük kusuru varsa o da bu kararsızlığı bir ayna gibi aksettirmesi buna bir istikamet vermek istememesidir. Sanatkâr "ruhların mühendisi" olmalıdır. Osman Cemal bu işi de yaptığı gün Türk halk edebiyatı onun şahsında bir dev adımı atacak. Çünkü Karagümrük'e Kasımpaşa'ya Sarıgüzel'e Aksaray'a Etyemez'e Topkapı'ya bütün bu halk mahallelerine girip oradaki evlerin kapılarını çalabilen Osman Cemal'in kalemi icap eden ideolojiyi kazandığı gün büyük bir kuvvettir.