1940 yılının yazında aristokrat bir falanjist ve General Franco'nun yeni yeni kurumsallaşan diktatörlüğünün ateşli bir destekçisi olan Carlos Tejada'nın keyfi yerindedir. Teğmenlik rütbesine
Yükselmiş olan Tejada fakirlikle boğuşan Madrid'den Eyalet başkenti olan Salamanca'ya tayin
Olur. Üniversitesiyle ünlü olan Salamanca tutucu ve İspanya İç Savaşı'nın kazanan tarafında yer
alması sebebiyle görece daha barışçıl ve zengin bir şehirdir.
Ancak Tejada Salamanca'ya tayinin hem iyi hem de kötü olduğunu çabucak öğrenir. Sadece
Sevimsiz bir amirle başa çıkmak zorunda kalmayacak kısa sürede politik bir şüpheli ama aynı
zamanda da iyi bir aileden gelen ve çevresi geniş bir emekli profesörün kayboluşuyla ilgili
soruşturmanın içine çekilecektir. Profesörün kayboluşuyla alakası olabileceği düşünülenlerden
birinin Tejada'nın Madrid'den çok iyi tanıdığı (ve solcu olmasına rağmen kendisine çok çekici gelen)
Elena Fernandez'in babası olması işleri daha da karmaşık hale getirecektir. Gerçeği bulma yolundaki
bu soruşturması Tejada'yı İspanya boyunca dolaştıracak ve sonuçta politik inançlarıyla masumu
koruma arzusu arasında seçim yapmaya zorlayacaktır.