"Karanlığın ortasında gri bir leke Taşranın Gri Aydınlığı'nı sesleyip bütün yolların çıktığı o büyülü şehri doyurmaya çalışır. Gri leke taşra diye adlandırılan Anadolu şehirlerinin giderek kaybolmak üzere olan bilincidir. Ömer Bedrettin Uşaklı Halit Ziya Uşaklıgil Besim Atalay gibi aziz hemşehrilerimizin fışkırdığı toprakların rengidir bu. Sözgelimi bir Uşak'lılık bir Kütahya'lılık bir Manisa'lılık bilinci ve kim bilir daha nice Anadolu şehrinden olmanın b
İlinci usul usul İstanbul denen o büyük kimliğe akar ve yavaşça o kimliğin kendisi olur.
Anadolu şehirlerinin kimliklerinden vazgeçemeyiz. Taşrada unutulan aydınlar yalnızca taşranı yok sayılmasının acısını yaşamıyorlar bugün aynı zamanda yaşadıkları şehilerin kimliklerinin yok sayılmasının acısını da duyuyorlar içlerinde. Be acı ve ne hazin!..
Bugün taşra kültürsüz devlet memurlarının eline terk edilmiş durumda.
Selim İleri Cumhuriyet Gazetesi'ndeki "Yazı Odası" adlı köşesinde değerli kültür adamı Şener Öztop'un kendisine yazdığı bir mektubu "Uşak'tan Mektup Var" başlığıyla yayınlayarak duyurdu okurlarına. Tabii bu yeterli olmadı. Bunu Şener Öztop'un "Karanlık o kadar yoğun ki besbelli ufacık bir silkiniş bize sanatın ve kültürün onarıcılığını getirecek." deyişinden anlıyoruz.
Aziz dostum sevgili hemşehrim ressam ve yazar Şener Öztop bu kez daha uzun bir mektup yazmış İstanbul'a. Sabır ve özenle okunması gereken bir mektup. Ben bu uzun mektubu yalnızca aydınların değil devletin kültür politikalarını belirleyen idarecilerinin de dikkatle okuması gerektiğine inanıyorum. Çünkü gelecekte taşrayla ilgili bir kültür politikası üretilecekse Şener Öztop'un bu kitabına şiddetle ihtiyaç duyulacak. Orda görülecek "gri"nin bu ülkenin asıl rengi olduğu."
-Osman Hakan A.
"Taşranın Gri Aydınlığı"...Ne müthiş bir isim...İçinde çok şey barındırıyor. Hüzün çaba arzu yakınma umut...
-Prof. Dr. Gül İrepoğlu