"Ben çağdaş bilimsel düşüncenin her bir öğesini insani varoluşun bütünlüğüne bağlıyorum."
Modern zamanların başlamasıyla birlikte "bilim" kavramının doğa bilimleri modeline göre anlaşılması bilim olmanın temel ölçütünün de bu modele göre belirlenmesini beraberinde getirmişti. Böylelikle toplumu ve tarihi konu alan (ve yaygın olarak sosyal bilimler diye anılan) bilim olma iddiasındaki bütün girişimler de bu ölçüte uymak durumundaydılar. Ancak Wilhelm Dilthey Almanya'da kendisinden önce zaten güçlü bir geleneğe sahip olan tarihçilikten de yararlanarak tin bilimleri diye adlandırılan bilim grubunun konusu kadar yönteminin de doğa bilimlerinden farklı olduğuna dikkat çekti. Dilthey'ın bu bağlamda yazdığı dört yazıyı bir araya getiren Hermeneutik ve Tin Bilimleri insani olan hiçbir şeyin yaşama dünyasının dışında olamayacağının da çarpıcı bir ifadesi.