İçeri girdiğimde ilk fark ettiğim o kısımda oturanların hepsinin âdeta dehşetle bana bakıyor olmalarıydı. Tabii ki önce anlayamadım ama salonun en kuytu sağ köşesine baktığımda o dehşet verici bakışların sebebi ortaya çıktı:
Zira orada benim daha bir ay önce tanıştığım sevgilim benim en samimi Türk arkadaşımla müthiş bir ihtiras içinde sarmaş dolaş öpüşüyorlardı.
Ben kıpkırmızı kesildiğimi hissederim. Ama nasıl olduysa çok asabi bir yaratılışa sahip olmama karşılık âdeta inanılmaz bir sakinlikle hiç tereddüt etmeden karşılarına gidip oturdum.
Benim ancak ve ancak o zaman farkıma vardılar ve dudaklar ayrıldı.
Üzerimizde en az otuz kırk çift göz vardı o an eminim.