Doğal Hak problemi çağdaş siyaset ve toplum felsefesinin en ihtilaflı ve en önemli konularından birisidir. Kavram olarak da "Doğal Hak" Grotius'tan beri modern siyaset felsefesinin temelinde yer alır.
Strauss doğal hak düşüncesini her türlü tarihsel görececiliğe karşı açıklar ve savunur. Ona göre doğal hak ihtiyacı aşikârdır. Doğal hak fikrini reddetmek her hakkın/hukukun pozitif olduğu; başka bir deyişle hakkın/hukukun sadece farklı ülkelerin yasayapıcıları tarafından belirlendiği anlamına gelir. Oysa adaletsiz ve yanlış olduğu beyan edilebilecek yasalar ve kararlar vardır. Peki bu beyanatlar neye göre yapılmaktadır? Bunun cevabı günümüzde tarih adına ve Olgular ile Değerler arasındaki ayrım adına doğal hakkı reddeden toplumbilimleri tarafından verilmektedir.
Klasik biçimiyle doğal hak evrene dair teolojik bir bakış açısına bağlıdır. Doğal hak güncel bir biçim altında nasıl yeniden düşünülebilir? İşte Leo Strauss'un eserinin tasarısı budur. Açık ve kesin bir dille yazılan Machiavelli Hobbes Rousseau Locke ve Burke'e dair çarpıcı analizler sunan Doğal Hak ve Tarih olağanüstü değerde bir kitaptır.