Bilimin ve tekniğin olmadığı açlık ve sefaletin kol gezdiği toplumsal iradenin kiliselerin derebeylerin ve göstermelik kralların hegemonya olduğu bir Avrupa düşünün. Tarihin bile karanlık çağ olarak nitelendirdiği bir dönemi yaşarken doğuda ise tam tersi bir durum yaşanıyordu. Bütün tarihçiler ve tarih bilimi Orta Çağ'ı batı dünyasının karanlık devri olarak nitelendirirken aynı çağı ise Doğu'nun Altın Çağı olarak izah ediyor.
Öyle bir devir düşünün ki adaletli yönetimler bilim ve sanata önem veren yöneticiler her kentin adeta kültür sanat merkezlerine dönüştürüldüğü çağdaş eğitim kurumlarının kurulduğu ve bu kurumlarda yetişen binlerce ilim adamını yaşadığı bir çoğrafya... Böylesine mükemmel bir atmosferde çağlara ışık tutan insanların yetiştiğini biliyor musunuz? Dünya Tarihi'ne geçen bu önemli bilim adamlarımızdan bazılarının ismi: EBÛ'L-KASIM ZEHRÂVİ EL BURUNİ EL DİNAVERİ EL CEZERİ FERGANİ HEZARFEN AHMET ÇELELBİ İBNİ FAZIL İBN-İ HEYSEM İBN-İ SİNA LAGARİ HASAN ÇELEBİ İBN-İ HAZM İBN-İ RÜŞD İBN-İ BAYTÂR İBN-İ BATTÛTA İBN-İ FİRNÂS İBN-İ EBİ USAYBİA EBUL-VEFA BUZCÂNİ İBN-İ HALDUN... Burada sadece birkaç tanesinin ismini sıralardık birde bunları yetiştiren Alimler bulunuyor. Onları isimleri ise: ABDULKADİR GEYLANİ AHMET YESEVİ AKŞEMSETTİN BİŞR-İ HAFİ MUHAMMED El BUHÂRÎ EBU MÜSLİM-İ HORASANÎ EBÜL VEFA EL BAĞDADÎ Hz. MEVLANA ŞEMS-İ TEBRİZİ YUNUS EMRE ŞEYH EDEBÂLİ...
Avrupa ve Batı dünyası karanlık çağı yaşarken Ortadoğu'da bu Alimler ve mucitler adeta birer güneş misali ilimle parlayarak Dünya'yı aydınlatıyorlardı.