Türküler çoğulcudur. Bu özelliği hem yaratılış sürecindeki sayısız katkılardan hem de içerdiği duygu ve düşüncelerden kaynaklanır. Aynı türküde hem bir ananın feryadını hem bir sevgilinin özlemini hem bir çocuğun ağlamasını duyarsınız. Bu nedenle türküler çok sesli çoksesli yorumlamaya en açık yapıtlardır denilebilir. Türkülerimizin bu zengin özelliğine karşın çoksesli türkü söylemek yaygınlaşamamış ülkemizde. Bunun en önemli nedeni egemen kültürel bakışın türküleri 'teksesli' olarak görmesi onlardaki armonik özellikleri yok saymasıdır. Bu kalıplaştırıcı tutum nedeniyle tek tip tek sesli halk müziği koroları yaygın olarak kurudu ve türküler çoğulcu yanlarıyla değil yüzeysel olarak ele alınarak bir anlamda 'şarkılaştırıldı.' Oysa türküler bu egemen kalıplaştırıcı anlayış yerine çoğulcu yanlarıyla ele alınsa ve Muzaffer Sarıözen'in de belirttiği gibi içerdikleri 'kendine göre' çoksesliliğin önü açılsaydı bugün ülkenin her yanında çoksesli halk müziği koroları onları çok daha zengin anlatımlarla yorumluyor olacaktı.