Teknemiz "Kültür" denizinde yol alırken Rodos ve İskenderiye fenerlerinin ışığı uzaklardan gözükmüştü. "Creation" ve "Ütopya" adalarına vardığımızda burada birkaç gün bağlandık ve gerekli ikmaller yapıldı. Adanın yerlileri olan bilge insanlar ile akşamları güzel sohbetlerimiz oldu. Bilgece sözlerini "Seyir Defterine" kaydettim. Tekrar palamarları çözüp seyre koyulduğumuzda bu kez de "Kılavya Ottavia İsaura ve Zenobia" limanlarını tek tek ziyaret ettik. Bu limanlar eğlenceli olduğu kadar çok da ilginçti. Hava güneşli rüzgar mutedil deniz sakindi. Pupamıza aldığımız "Esin" rüzgarı ile seyrederken bir elimde usturlap "kaleidoskopla" ufukları gözlüyordum. Birden gözlerime inanamadım. Mitolojiden çıkmış sarı saçlı bir "Siren" baş omuzluğumuzdan çıkan köpükler arasında bize eşlik ediyor ve yol gösteriyordu. Tekne lacivert renkli derin sulara girmişti artık belli ki "Felsefe" denizine gelmiştik. Tekne mürettebatı iyice ustalaşmış skotaları gerektiği gibi boşluyor yelkenleri anında trimleyebiliyordu. Apaz esen "Mimarlık" rüzgarı bizi felsefe denizinin bilinmeyenlerine doğru götürüyordu. 400 mile yakın yol gitmiştik. Güneşin "Yaratıcı" ışıkları bize altından bir yol yapmıştı. Rotamızda ilerlerken ufukta görünen 'Konsept" adasıydı.