Siz hiç evcilik oynamak isteyen erkek çocuk gördünüz mü? Ben görmedim. Onlar; polisçilik arabacılık askercilik Tarzancılık ya da Hi-Mencilik v.s. oynarlar. Ama akıllarına evcilik oynamak gelmez.
Evcilik oynamak hep kızların fikridir. Erkek arkadaşlarını kollarından tutup zorla oyuna sokan kızlar rol dağılımını da bir güzel yaparlar:
"Ben anne olayım sen de baba!.."
Aklında baba olmakla ilgili hiçbir fikri olmayan çocuğu zorla oyunun içine sokan kızlar bir süre sonra ağlamaya başlarlar:
"Ali mızıkçılık yapıyor öğretmenim. İşten çıkınca eve gelmesi gerekiyordu ama Hasan'la arabacılık oynuyor..."
Gördükleri her beyaz kumaşı başlarından aşağı sarkıtan kızların rüyalarını gelin olacakları gün süslerken; erkek çocukları asker ya da araba yarışçısı olmanın hayallerini kurarlar. Kızlar büyüyüp genç kız olunca hayallerini gerçekleştirecek "Beyaz atlı prensi" beklemeye ya da aramaya başlarlar. Erkekler büyüyüp hormonlarının etkisi altına girince etraflarındaki kızları fark ederler. Ama gözlerini kapayıp kendini damat kıyafetinin içinde düşünen delikanlı var mı bilmem? Onların hayalleri hep daha gerçekçidir!..
İster "Sosyal öğrenilmişlikler" deyin ister "Doğuştan getirilenler" ya da "Erkeklerin Marstan Kızların Venüs'ten" geldiğini iddia edin hepsi aynı kapıya çıkıyor. Bizim hayallerimiz ve beklentilerimiz ile onlarınkiler genellikle örtüşmüyor. Biz kucağımıza ilk bebeğimizi aldığımız günden itibaren anne olmayı beklerken; onlar evlendikten sonra bir de bakıyorlar ki baba olmuşlar...
Bu kitapta özellikle kadın kimliği üzerine gerçekçi değerlendirmeler bulacaksınız. Bu kitabı okuyanlar; hem kendilerine hem de eşlerine ve çocuklarına yaklaşımlarını gözden geçirecekler ve ilişkilerinde daha mükemmeli yakalayacaklardır.