Garbis Ağabey Kadıköy'ün belki de tek fotoğrafçısıydı...
Bir tabureye oturdum. Saçımı başımı düzelttiler. Sonra Garbis Ağabey o tahtanın arkasına geçti ve siyah bir perdenin içinde yok oldu. İşte fotoğrafla ilk tanışmam böyle oldu. Bu olayın üstünden yıllar geçti. Lise yılları üniversite derken kendimi Milliyet Gazetesi'nde buldum. Orada özendim fotoğraf çekmeye. Sonra da belki bir tutku belki bir alışkanlık belki de bir yaşam tarzı oldu benim için. İşte bu kitabı yapalım dedikleri zaman ben çocukluk yıllarıma gittim çektiğim fotoğrafları yaşadığım anlara döndüm.Dilerim aynı fotoğraflar sizler için de güzel anılar çağrıştırır.