Şişeyi yarılamıştı ki yolda yürüyen birinin nefes sesini duydu. Yok yok! Hıçkırıyordu her kimse! Pencereyi açtı. Gövdesini perdenin arkasına gizleyerek kafasını uzattı usulca. Tam da önünden geçiyordu kadın. Gürültü çıkarmış olmalı ki dönüp baktı. Hızla geri çekildi önce. Bir süre bekledi. İyice uzaklaşmış olmalı ki çıt çıkmıyordu dışarıda. Korka korka araladı perdeyi. Pencerenin önünde durmuştu. Ve sanki yeniden dışarı bakacağını biliyormuş gibi pencereye dikmişti ağlamaktan şişmiş gözlerini. Karanlıkta bir başka ışımaktaydı gözleri. Tam perdeyi kapayacaktı ki seslendi kadın:
"Siz de duyuyor musunuz benim duyduğum kokuyu?"