Bir dönüm noktası on sekiz yaş. Sınav heyecanı küçük masum flörtler... yüreğinin delice çarpması... pastaneler kafeler eve geç kalma korkusu... diz altı çorapların şıklığı rüzgârda uçuşan saçlar... çözülen bir iki düğme gevşetilmiş kravat...
Bu kitapta gençler içinden çıkamadıkları sorunlarına öneriler ararlar. Aslında sorunlar pek de değişmemiştir. Nedenler... Niçinler... Niyeler... Oflamalar... Sızlanmalar...
Su'yu ve diğer gençleri bekleyen açmazlar köşeleri tutsa da; bir yanda liseli olmanın heyecanı ve ayrıcalığı yaşanırken diğer yanda üniversiteye başlama heyecanı ve koşuşturması içinde günler hızla geçer.
Elbette ben bir yabancıyım... Seni hiç tanımıyorum... Seni görmedim... Saçlarının buklesine hiç dokunmadım... Konuşurken yüzündeki parıltıyı gamzelerinin çiçek gibi açılışını bilmiyorum...
Sonra neleri sevdiğini de bilmiyorum; örneğin pizza sever misin? Mantarlı mozerella peynirlisini mi yersin? Ya da krep sever misin... elbette seversin... Sonra nasıl kahve seversin? Nerelere gidersin... Neler ilgini çeker... Nazik misin? Kıskanç mısın?
Ahh ben zaten bunları biliyorum... ah kafayı yiyorum...
Su Web'de yazışırken aklından sürekli kimi geçirdi acaba?
Kim bilir belki bir gün bizimki gibi bir sevda masalının filmini çekerim... sözlerini Su kime söyledi?