Ellerimizden kayıp gidiyor hayat. Ardından sürüklensek de ne geçen zaman geri geliyor ne de kaybettiklerimiz. Yüreğimizin özsuyuyla karışıyor yalnızlıklar. Gözlerimizde birikiyor damla damla akıyor gerçek dünyaya. Yalnızca bizim dünyamızda ertelenen her şey kaybediliyor yalnızca bizim dünyamızda hayat değer verdiklerini savuruyor sevmek can acıtıyor. Ve gariptir ama gönüllerdeki kirler bir tek gözyaşıyla temizleniyor. Gözbebeklerimizde gizleniyor yakamozlar gerçekten bakanlar görebilsin diye.. Dostluk sevgi derinlerde bir ezgi gibi yalnızca hissedenler duyabilsin diye. Koparılmış takvim yaprakları gibi sevmek gün
geçtikçe çoğalıyor. Kısacık bir gülüşe öylesine bir bakışa bir şeyler sığdırmak kadar basit ama silinmeyecek izler bırakıyor. Bazen yaralıyor sokaklar dar geliyor denizler gri görünüyor ve gökyüzü pırıltısız. Kendini taşıyamayacak gibi oluyorsun omzundaki bu büyük sevgi yükü ağır geliyor gittikçe küçülüyorsun.Saçma sapan hatıralar beliriyor gözünde. Yaşanmış yaşanmamış
tüm hatıralar. Bir karanlık düşüyor yeryüzüne yeni günün aydınlığa ilk adımları olan karanlık. Ve yine bir umut beliriyor içinde sonsuza inanıyorsun sonsuzluğa... Öyle bir hayat kurmalıyız ki kendimize acılar bile uğramaktan çekinmeli o hayata. Terk
edişler ağlatmamalı gözlerimizi ve bir başkası asla hayatımız olmamalı. Ufacık sevgileri masumca büyütmeliyiz yüreğimizde yıpranmayacak şekilde..
Hayat değer verdiklerini savurur demiştik. Kahramanlarım bu hayatın en değerli insanları.