Misyonerlik ve Dinlerarası Diyalog; günümüzün önemli iki konusudur. Bu iki konu birbiri ile olduğu gibi Hıristiyanlıkla ve diğer dinlerle ya doğrudan veya dolaylı ilgilidir. Günümüzde "güçlü" konumda olan bazı ülkeler "Misyonerlikten ve onun yeni bir yöntemi gibi algılanan "Dinlerarası Diyalog"dan yararlanmaya çalışmaktadır.
Dünyada "Misyonerlik Hareketi" şüphe ile karşılanınca daha yumuşak daha masum yollara ve yöntemlere başvurulmuştur. Bu bakış açısı; Hıristiyanların olduğu kadar Hıristiyan devletlerin de işini zorlaştırmıştır. Bu zorluğun aşılması diğer din mensupları ile köprü kurulmasına ve Hıristiyanlık dışındaki dinlere mensup olan insanlara güven verilmesine bağlanmıştır.
Misyonerlik ve Dinlerarası Diyalog adını verdiğimiz bu kitapta; Hz. İsa'nın da Pavlus'un da bugünkü Misyonerlerin anladığı manada bir "misyon"u öngörmedikleri onların "misyonu"nun tebliğ olduğu ortaya konulmuştur. Tebliğ/Misyon ile Misyonerliğin farkları her Hıristiyan'ın misyoner olmadığı ve normal Hıristiyan'ın yaptığının "tebliğ" olduğu normal Hıristiyan ve normal Budist ile "Misyoner Hıristiyan"ın ve "Misyoner Budist"in birbirinden farklı olduğu bu kitapta vurgulanmıştır. Çünkü Türk Milletinin; normal Hıristiyan ile Misyoner Hıristiyan'ı birbirinden ayırması günümüzde büyük önem taşımaktadır.