Peder Aziz'in yazdıkları da Anadolu insanının ta kendisi: Yalın kısa içten cümlelerle anlatılmış alabildiğine sahici şeyler. Üstelik sanki o büyük sıkıntıları yaşayan kendisi değilmiş de geçerken görmüş gibi yazmış. Bu kadar olur. En az bunlar kadar önemlisi Peder Aziz Yalap 1975-85 arasını anlatıyor. Sonuçta özetle şu oluyor: Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en karışık ve en tatsız dönemini Anadolu'nun en talihsiz bölgesinde Anadolu'nun en ezilen halkının gözünden izliyoruz.
Baskın Oran
Pazar sabahı kilise avlusunda toplanan Noel ve Paskalya'da barışan Irak'la gizliden gizliye ticaret yapan katır sırtında türküler söyleyen Keldani köylüleri... Kızamık belası su çilesi eşkıya hikâyesi cin gibi kadınlar yerinde durmaz bebeler arı kovanları pekmezler divanda nasihatler şikâyetler küfürler Deniz Gezmiş ve diğer kaçaklar dükkâna giren eşekler darbe yapan Kenan Evren "Ey Meryem Ana bizi şundan bundan kötülükten felaketten zarardan yangından koru."
Zamanın yavaş aktığı insanların daha çok konuştuğu çay içmeden sohbete başlayamadığı bir diyarın "Papaz Efendi"si köyünü mazisini anlatıyor bize... Bilmediğimiz bir dünyayı azınlık içinde azınlıkların hayatını neşeyle iştahla sarıp sarmalayarak aktarıyor. Belki yaşarken değil ama sonradan anlatırken gülünen ekmek kadar vicdan kadar sıcak hikâyeler paylaşıyor.
Yakın zamanların en ilginç anı kitaplarından biri...