"Tohumumu toprağa verip hayatı döllerim rengimi ışığa verip umudu döllerim kokumu havaya verip yeli döllerim. Ben ne has bahçelerde bir gül ağacıyım ne zalimin uğrunda bir darağacıyım ben bir avlu duvarında mor çiçekli ley-lak ağacıyım. Arı gündüz gelir benden bal alır zalim gece gelir benden dal alır. Ben bir leylak ağacıyım üç dalım gitti oy dallarım kırık üç dalım gitti incecik kollarım kırık..."
68 kuşağının efsanevi gençlik önderlerinden Deniz Gezmiş ve arkadaşları üzerine bugüne kadar çok şeyler yazılıp söylendi. Ama hiçbiri Türkiye siyasi tarihinin bu en büyük trajedisini bu kadar etkileyici bu kadar sıcak ve yalın an-latmadı.
"Ağlasın Gökyüzü"nde anlatılan olaylar Anadolu insanına özgü direniş ruhunun özgürlük ve bağımsızlık tutkusunun ve tabii inandığı değerler uğruna adanmışlıkla mücadele eden yitik bir kuşağın destanıdır. Vehbi Bardakçı'nın usta kalemiyle duygusal derinlik ve yoğunluk kazanan bu destanı yeni kuşakların ilgisine sunmaktan ve "Ağlasın Gökyü-zü" gibi olağanüstü bir edebiyat eserini ülkemiz kültür hayatına kazandırmaktan kıvanç duyuyoruz.