Kelimelerin kuvvetini erken yaşlarda keşfeden İngiliz devlet adamı
Sir Winston Churchill (1874-1965) kendisine Nobel Edebiyat Ödülü kazandıran yazı hayatında ve iki başbakanlık göreviyle zirvesine ulaşan elli beş yılık uzun siyasi yaşamında bu güçten gayet etkili biçimde yararlanmıştır. Hitler'in neden olabileceği yıkımı en başından itibaren öngörmüş ve dünyanın ona karşı birleşip sonunda zafere ulaşan büyük bir mücadeleye girmesi için bütün azmini ve kararlılığını kullanmıştır.
Churchill dünya savaş tarihine de katkılar sağlamıştır. Havacılığın ilk gelişiminde rol oynamış bir savaş aracı olarak tankın bugünlere gelmesini sağlayan kişiler arasında yer almıştır. Uçaksavar savunma sisteminin geliştirilmesine ve hava savaşının evrimine öncülük etmiştir.
Eğitimde fırsat eşitliğini hapishane reformunu işsizlik sigortasını çalışma saatlerinin kısaltılmasını ulusal bir sağlık sistemi kurulmasını işyerlerinde çalışma koşullarının düzeltilmesini savunduğu siyasi hayatında büyük iniş çıkışlar yaşayan Churchill belki de en büyük yenilgisini 1915'te Çanakkale'de direnişini kıramadığı Türk Ordusu karşısında almış ve bu yüzden bakanlıktan düşmüştür.
Ancak Churchill azimli ileri görüşlü mücadeleci bağımsız ve atılgan kişiliğine dayanarak yeniden ayağa kalkmayı ve 20. yüzyılda ülkesinin kaderine damgasını vuran lider olmayı başarmış özellikle II. Dünya Savaşı sırasında purosu ve zafer işaretiyle dünyanın ortak hafızasına kazınmıştır. Görkemli cenaze töreni öncesinde kızı Mary halkın duygularına tercüman olarak ona şöyle seslenmiştir: "Bir kızın sevgi dolu cömert bir babaya karşı hissettiği tüm duyguların yanı sıra erkek kadın ve çocuk her İngiliz'in borçlu olduğu şeyi özgürlüğü borçluyum sana."