Frankfurt Okulu'nun Türkiye'deki düşünsel seyriyle ilgili bu kapsamlı çalışmada Frankfurt Okulu üyelerinin Türkiye'deki çalışmaları ve bu çalışmalara katkısı olan isimlerin bir değerlendirmesinin yanı sıra bu katkıyı yapan isimlerle yapılmış önemli görüşmeler de yer almaktadır. Bu da Okul'la ilgilenen pek çok okuyucuya; Okul'un düşünsel seyrinin ondan etkilenen yazarlar açısından onların düşünsel gelişimiyle nasıl bir paralellik taşıdığını görme şansını da vermektedir. Kitap ayrıca Okul üyelerinin Türkiye'de yayınlanmış yapıtlarının ve yazılarının ayrıntılı bir kaynakçasını vermekte ve bu konuyla ilgilenen araştırmacılara derli toplu bir yol haritasıyla rehberlik etmek için önemli bir işlevi de yerine getirmektedir.
"Bu kapsamlı araştırmada amacımız Frankfurt Okulu'nun Türkiye'deki alımlanmasını çeşitli boyutlarıyla ortaya koyabilmek. Aslında sorunumuz bu Okul'a özgü ya da onunla sınırlı değil. Frankfurt Okulu'nu örnek olarak ele alıyor ve asıl genel sorunumuz olan Türkiye'deki düşünsel yaşama ilişkin saptamalar için bir temel oluşturmaya çalışıyoruz. Bu genel sorun Türkiye'de akademik ve/veya entelektüel çabaya girişen hemen herkesin deneyimlediği; bir düşünceyi ifade etme argüman oluşturabilme kaynaklara ulaşabilme argümanını çeşitli kaynaklardan beslenen iddialarla tartışarak kurabilme argümanı destekleyen ya da köstekleyen meseleleri çeşitli yol ve yordamlarla serimleyebilme çalışmalarını başkalarına sunabilme ve iletebilme karşılığında kamusal bir tepki alabilme sadece belli gruplara üyelikten sloganlardan ve polemiklerden ibaret olmayan bir tartışma ortamında bulunma gibi başka birçok sorunla örülmüştür. Bunlar bir fikri ifade etmeyi becerebilmekten ifade etmeyi becerdiğinde bu ifadenin duyulup duyulamayacağına duyulduğunda da canına mal olup olmayacağına kadar uzanan bu yüzden de sadece düşünsel gelişimle ilgili olmayan bir ortamın koşullarıyla ilişkilidir."