Cami bitip de kapılarını dünyaya açtığı zaman mimarının bir yakını olarak temel taşından beri yapımı adım-adım izlemiş olan dönemin yazarı ve şairi Cafer Çelebi'nin ağzından dökülen bir sorular ve sözler bunlar olmuş:
"Bu ulu cami nedir? Bu yüce kubbe ve kandil süsü nedir? Bu aydınlık pencere nedir? Nedir bu parlak ışık? Ve bu güzel tarz nedir?"
Bu eski İstanbul'un ortasındaki daha doğrusu tarihi yarımdanın denize bakan bir kenarında yükselen Sultan Ahmet camiidir. Yabancıların verdiği yerinde bir isimle Mavi Cami.