"farkındayız ama bir şey yapamıyoruz!"
Bu kitabın isminin 'demokrasiyi askıya almak' olmasını istemiştim; çünkü bütün kitabı bu isim ve fikirden esinlenerek yazdım. İlk önce isim aklıma geldi sonra yazdıklarım. 'Demokrasiyi askıya almak' başlığını ilk nazarda 'Kürdistan' haritasıyla bağdaştıramayabilir belki insanlar. Bu düşünceden hareketle Türk sorunu isminin daha etkili ve anlaşılabilir olacağına karar verdim.
Elinizde tuttuğunuz %100 yerli fikirlerden müteşekkil kitap memleketin ahval ve şeraitinin çok namüsait bir mahiyette tezahür edişinin yarattığı üzüntü ve endişe ile yazılmıştır. Amacım sayıları her geçen gün azalmakla beraber değişime inatla karşı duran dayatılan demokrasiye direnen ve bu hayırlı olmayan gidişata itirazı olan benim gibi eski kafalı Türklerin hassasiyetlerini ifade etmekti. Bütün gayretlerimize rağmen 80 küsur senedir yıkamadığımız ülkemizin tek parça olarak son zamanlarını yaşadığı şu günlerde kendi adıma böyle bir kitabı yazma gereği duydum.
Demokrasi ve özgürlük söylemleri içinde Türkiye'nin yapısı değiştirilecek. Bu kitap da dahil olmak üzere hiçbir uğraşın bu kötü sonu engelleyebileceğini düşünmüyorum. Benim teşebbüsüm ise birşeyleri değiştirmekten ziyade tarihe not düşmeyi hedefliyor. Bunun yanında kendimi borçlu hissettiğim ülkeme ve toplumumuza karşı en azından böyle bir çalışma sunabilmek de beni fazlasıyla mutlu edecek. Fakat insanlarımız benim gibi ümitsizliğe kapılmasınlar.
Atatürk'ün de dediği gibi 'vatan toprağı kutsaldır kaderine terk edilemez.'