Ortaçağ boyunca Hıristiyanlar için kilise ile birlikte en önemli diğer bir ruhani mecliste manastır kurumu olmuştu. Bazen kilise ile bazen imparatorluk yönetimi ile bazen de halk ile ters düşen bu kurum sık olmasa da bunlardan birini dahi yanına aldığında sınırsız bir güce ulaşıyordu. Fakat imparatorluk arazisinin farklı yerlerinde bu farklı şekilde tezahür ediyordu. Keşişlerin çoğunlukla sıkıntıya düştüklerinde eğer hayatta kalabiliyorlarsa kahramanlaştıkları yer ne şehirler idi ne de onlara yakın bir yer. Onlar böyle zamanlarda ıssız bölgelerde kendilerini daha güçlü hissediyorlardı. İmparatorluk yönetimi tarafından uygulanan zulüm dönemlerinde bazen halk arasında yapıcı bir görev üstlendikleri de olmuyor değildi.