2007 sonlarından itibaren etkisini önce Amerika'da daha sonra da aşama aşama bütün dünyada gösteren ve 2009'da zirve noktasına ulaşan küresel kriz 2010 verilerine bakıldığında dünyada ve Türkiye'de etkisini büyük ölçüde kaybetmiştir. Örneğin Türkiye 2010 yılında % 8.9 büyüyerek krizin etkilerini tamamen ortadan kaldırmış ve 739 milyar dolarlık GSMH büyüklüğü ile kriz öncesi son yıl olan 2007 rakamlarını yakalamıştır. Avrupa Birliği ülkeleri ve ABD'de de makro ekonomik dengeler büyük oranda pozitiftir.
Bu süreçte esasen anayasal iktisadın kurumsal olarak gündeme getirdiği "mali kural" krizin bir borç ve buna bağlı bütçe açıkları şekline dönüşmesi ile birlikte yeniden ve daha güçlü bir şekilde gündeme gelmiş politikacıların sınırsız yetkilerinin siyasi konularda olduğu gibi yasal ya da anayasal kurallara bağlanması gerektiği akademik ve siyasi çevrelerde taraftar bulmuştur. Çalışma mali kuralın teorik ve iktisadi düşünce okulları çerçevesinde incelenmesi yanında uygulama örnekleri ile de desteklenmiş Türkiye'nin kamusal mali sorunları tesbit edilerek konu yasa tasarısı çerçevesinde analiz edilmiştir.