İslâm topraklarında talancı çapulcu ve sömürgeci emperyal güçlerin Müslümanlar üzerinde dünyevi üstünlük sağlamaları ve onları siyasi yönden hâkimiyet altına almaları Müslümanların inanç ve tasavvurlarında tek ümmet şuurunun zayıflatılmasından sonra olmuştur. Müslüman kavimler arasında tek ümmet şuurunun zayi olması müstevli Batı'nın egemenlik garantilerindendir. Şu bir gerçektir ki Batının en çok korktuğu şey; Müslümanlardaki "tek ümmet şuuru"dur. Onun içindir ki Müslümanları kavgalı ırklara bölerler. Yetmez mezhep çatışmalarına sürüklerler.
Dünyada Müslümanların başına gelen felaketlerin birçoğu tek ümmet ve imamet şuurunu kaybetmiş olmalarından doğmaktadır. Müslümanlar Hz. Adem (as)'in zürriyetinden ve Hz. İbrahim (as)'in de milletinden olduklarını unuttukları ihmal ettikleri andan itibaren birbirleriyle kavgalı hale geldiler. Dolayısıyla insanca yaşamanın huzura kavuşmanın; kanın gözyaşının olmadığı bir dünyada Müslüman olarak var olmanın tek yolu tek ümmet şuuru'nu kuşanmaktır.