Hem kraliçeydi hem de tanrıça... Dönemin en güçlü erkeklerini fethetmişti: Önce Sezar'ı ardından Antonyus'u. Büyük İskender'in fetihlerini yenedin canlandırmak ve uçsuz bucaksız bir Doğu İmparatorluğu'na hükmetmek hayaliyle yanıyordu. Oldukça güzel fazlasıyla kurnaz eğitimli akıllı istekli ve hırslıydı.
Antonyus yenilerek öldüğünde acımasız Octavius'la karşı karşıya kalmıştı. Ancak bu Romalı'yı baştan çıkarmayı başaramamış ve ölümün kollarına sığınmayı yeğlemişti.
"Kleopatra"da Ptolomaios ailesinin gösterişli Mısır'ı ve İskenderiye sarayının şaşaalı eğlenceleri tutkuların ve savaşların çılgınlığına karışıyor. Yazar; kahramanlarını tarihin labirentlerinden süzerek büyük bir incelikle yazıya dökerken defalarca okunmayı hak eden görkemli ama bir o kadar da trajik bir öykü anlatıyor.
Yaşamıyla efsaneleşen halklara hükmetmiş kadınlar arasında birinci sıradaki yerini bugün de koruyan Kleopatra Michel Peyramaure'nun bu kitabında yeniden canlanıyor.
Yüzyıllar sonra bile insanlık tarihinin bu dönemini merak etmekten bıkmadı...