Bu hayattan gerçekten ne istiyorsunuz? Hayattan istediklerimizi alabildik mi yoksa hala bir doyuma ulaşamadık mı? Ya da ne aradığımızı biliyor muyuz? Aynı formda yaşayan canlılar olarak aramızda hissettiğimiz bu ayrılığın ve nefretin nedeni nedir? Tabiatı sömürecek miyiz ya da O'nun niteliğine benzemeli miyiz? Bu veya buna benzer sorulara cevap arayan "Ben" tüm evrenin oluşum planı içinde ne ifade ediyorum?
Manevi alemleri edinmiş Kabalistler bu sorulardan yola çıkarak bizler için binlerce yıl öncesinden kendilerine özgü bir dil ile yaratılışın özel bir düşüncesi olduğunu yazmaya başlamışlardır. Kabalistler algıladığımız realitenin ötesinde bulunan ve kelimelerle anlatmanın mümkün olmadığı sonsuz bir sükunet uyum ve mutluluğun mevcut olduğunu söylerler. Yüce bir Kabalist olan Baal HaSulam'ın yazılarında vurguladığı "bana kalbinde iğne ucu kadar bir yer aç sana dünyaları bahşedeceğim" cümlesinde bizden şu an saklı olan sonsuz mükemmel realiyeti edinebilmenin koşulu olarak kalpten bulunacağımız samimi bir talebin gerektiğini belirtmektedir.
Beb Baal Hasulam'ın öğrencisi ve oğlu olan hocam Rabaş'tan uzun yıllar boyunca edindiğim bu ilmi tıpkı hocalarımın bana aktardığı gibi tüm insanlığa aktarmayı görev edindim. Kökleri çok müstesna bir ruh olan Hz. İbrahim'e dayanan bu ilmi tüm dünyadaki dostlarımızla beraber çalışıp hiçbir koşul öne sürmeden "İnsan sevgisinden Yaratan sevgisine gelebilmek" adına bu ilmi öğrenmek isteyen herkesin istifadesine sunabilek bizim için büyük bir mutluluktur.
Kabalist Dr. Michael Laitman