İslamiyet'in kendisi de İlahi Rahmet kadar genişti. Bu genişliğine göre de Alemlerin Rabbi Hazreti Allah tarafından İslamiyet insanlık alemi için genel aynı zamanda sonsuza dek bir din olmak sıfatıyla; Varlığın Efendisi Hz. Muhammed- selam üzerine olsun- vasıtasıyla Kur'an-ı Kerim'de bozulup-değiştirilmesi imkansız mucizevi metniyle bildirildi. İslamiyet'in bu seçkin erdemi insanlık aleminde süratle yayılmasına güçlü bir sebep te olmuştu. Fakat İslamiyet'in o genişliği o kadar uzun sürmedi. İnsanların çoğu çok geniş olan İslamiyet'i kendi dar düşüncelerinde ve gayet dar gönüllerinde derinleştirmekte aciz kaldılar. Çünkü çaresiz ya kendi gönüllerini geniş tutmak ya da İslamiyet'i kendi gönülleri kadar dar adeta "hiçlik" mesabesine düşürmek zorundaydılar. Fakat kendi gönüllerini geniş tutmaktan aciz kalan insanlar İslamiyet'i daraltmaktan korkmadılar. O zamanın siyasi şartları da buna müsaade etti.
Bu durumun etkisiyle İslam aleminde dar gönüller kadar çok ufak mezhebler kısa bir sürede oluşarak çoğaldı. Akledilebilenlerin dairesi kadar geniş olan İslamiyet. Değil insanlığı kapsayabilmek ufak bir şehirde toplanan küçük bir cemaati de iman dairesine alamaz oldu. İslamiyet "ya falan oğlu filan gibi inan ya da sonsuza dek cehennemde yan! Canın da malın da helal!." gibi en büyük zulüm en büyük cehalet temeline bina edilmiş bir parçacıktan ibaret kılındı. Neticede İslamiyet sarıklıların keyfi arzularına hizmet ettirilen son derece kaba bir kural şekline dönüştürüldü. Bu durumun kötü etkilerini sayıp bitirmek mümkün müdür? Fakat şüphesiz İslam Dünyasının başına gelen siyasi sosyal sorunların her birinin temel nedeni genellikle bu durum olmuştur.