Kendisiyle birlikte koca bir milletin geçmişine kültürüne diline ait o kadar çok şeyi toprağa götürecekti ki o yaşlı Çerkes. Bir başka bilenin kalmadığı şarkılar bir başka ağlayanı kalmayan ağıtlar bir başka hatırlayanı kalmayan efsaneler atasözleri gelenekler isimler kelimeler kelimeler...Kargalar gerçeği haykırıyordu mutlaka. Helak olacaktı toprağın üzerindeki herşey. Fakat o kaçınılmaz bitişi geciktirmekti yaşamaktan maksat belki de. Atalarımızdan devraldığımız kültürü mümkün oldukça az aşınmış bir halde çocuklarımıza devredebilmek onların da vaktiyle bizi ve bizden öncekileri duyulandıran şarkılarla duygulanmaları öfkelerini bizim gibi dışa vurmaları ölümden korkmamaları dostlarını ayakta karşılamaları. Belki bütün mesele bu.
Geç veya erken kargaların dediği olacak.