Türkler karalarda tarihin sayfalarını şan şeref ve yiğitliklerle dolduran devlet adamlarını ve büyüklerini bağrından çıkardığı gibi denizler üzerinde de Türklüğünü kanıtlamış dâhilerin mensup olduğu bir millettir. Bu denizciler dehalar kılıcın çeliğine "Aşk olsun!" dedirtmiş yüzlerce düşman kalemine konu olmuş yiğitlerin en hasıdır. Deniz deyince bahriye deyince donanma deyince hemen en küçüğümüzden en yaşlımıza kadar ağzımızdan şu isimler dökülür: "Barbaros Hayrettin Paşa Piyale Paşa Kılıç Ali Paşa..."
Ne yazık ki bir zamanlar Osmanlı Devleti'nin şanını yükseltmiş en çetin düşmanlara İslam'ın bayraktarı Türklere kin kusan öfkeli yabancılara "Pes!" dedirtmiş sadece bir takım gaziler olarak bildiğimiz bu gazilerin ne yaptıklarını onların kimin nesi olduklarını ne alıp ne verdiklerini hatta ne zaman yaşadıklarını maalesef birçoğumuz bilmiyoruz. Bu bizim için bir kabahattir ama bu kabahatin ayıbı bizde değil. Çünkü onların hakkında yazılmamış bu kahramanlar bize tanıtılmamış okuyanlara da yazma imkânı verilmemiş. Ama bundan sonra böyle olmayacak. Aslımıza neslimize millete iyilik ve kötülük yapanlara dair ne mümkün ise öğreneceğiz öğreteceğiz ve geçmişten ders alacağız. Şu an önümüzde bir isim duruyor: Türk milletinin kalbine sonsuza kadar nakış nakış işlenmiş kendinden sonra deryaya âşık olanlara ışık olmuş büyük kaptan;
"Denizler Sultanı Barbaros Hayrettin Paşa..."