Aldatmak ve aldatılmak...
Çağımızın artık normal karşılanır hale gelen iki olgusu...
Aldatırken "doğruyu yaptım" diyenler aldattıklarına "hak etti" derken; aldatılanlar "hak etmedim" diyerek aldatanlara aldatmakla karşılık verir oldu bu hayatta...
Her şey karşılıklı anlayacağınız...
Her şey yalan üzerine kurulu hale getirilmiş yalan hayatlarımızda...
Aldattığı gün gülenler var bu hayatta aldatıldığı gün ölenler olduğu gibi. Bu romanda ise aldatıldığı gün sevinenlere ve aldattığı için ölenlere tanık olacaksınız.
Kadın denen ince ruhlu yapının bir erkeği ele geçirmek ya da bir erkeği elinden kaçırmamak için neleri göze aldığına şahit olacaksınız...
Erkek denen ve aldatmaya daha meyilli gösterilen erkeğin nasıl da aldatılabildiğine ve kadınlar arasında sıkışmış erkeklerin nasıl bocaladıklarına tanıklık edeceksiniz...
İşte roman kahramımız Ulaş; Sibel adındaki genç ve güzel bir kadın ile evli ve de çocuklu ama bir o kadar da çekici ve güzel bir kadın olan Melek arasında yaşıyor bu kafa karışıklığını...
Aldananlar ve aldatanlar birbirine karışıyor...