Sana şehir gelecek uzaklardan
esmer bir aşkı yüklenerek gelecek
Kimsesiz bir ağacın dallarından
acısını dut gibi dökerek gelecek
Yıllar sonra buğulu bir sabah vakti
kapına yaralı bir at gibi gelecek
Kâğıdın kalemin tozlu sunağından
beyaz kefenini yırtarak gelecek
Aşkta kaybedilmiş bir eli kazanıp
geçmişini unutmaktan gelecek
Dilin terkisinden harflerin hızından
söze küskün kelimelerden gelecek
Sana şehir gelecek uzaklardan
bir halkın içinden geçerek gelecek.