SANCI.. SANCI... hayatın sertçe vurup insanın canını acıtan yanlarını avuturcasına yumuşak dokunuşlarla anlatıyor. Necati Tosuner yurdunda ya da kilometrelerce uzakta olsun insanı kendiyle umutları endişeleri ve hayal kırıklıklarıyla yüz yüze getiriyor.
Sabah.
Esintisiz kıpırtısız ortalığın serinden serinden ağarması.
Ve sıcak bir gün olacağı sezgisini birlikte getiren bir sabah. Sessizlik. Ve kentin gri uzantısı üstünde sessizliği yöneten güneş. Güneş ve sessizlikte ağır ağır çözülen kırağı. Sonra bir de bakılacak ki yeşil üstünde çalıda çimende yaprakta deli otta bir ıslaklık... Kırağı çözülmüş ısınmış bir sabah olmuş olacak.
Sessizliğin derinliğini biçimleyen bir kuş sesi. Sonra bir başka kuş sesi daha. Sonra ilk tramvaylardan bir tramvay sesi. Geçip giden bir tramvay görüntüsü sonra.
Ve insanlar.
İnsanlar...
Almanya'daki ilk kuşak Türkleri anlatan SANCI.. SANCI... 1978 yılında Necati Tosuner'e Türk Dil Kurumu Roman Ödülü'nü kazandırdı.