Ülkemizde son yıllarda çok hızlı ve çarpıcı gelişmeler oluyor. Özellikle "One Minute" sürecinden sonra bambaşka bir yola girdiğimiz adeta makas değiştirdiğimiz belli. Bunun yeni Osmanlı düşüncesiyle beslenen "atak politika" rayı olduğu anlaşılıyor.
Bu yol acaba nereye gidiyor? Terk ettiğimiz ve bizi buralara kadar getiren "Yurtta sulh cihanda sulh" hatalı yol muydu?
Eksik miydi? Yanlış mıydı? Tüm detayları ve cevapları kitapta bulabileceksiniz. Ama yeni tercih edilen ve büyük bir hızla koştuğumuz bu yolun hedefinin 2023 yılı olduğunu biliyoruz.
Ülkemiz ve dünya için önemli dünya tarihi için çok kısa olan bu sürecin sonu gerçekten de bizim istediğimiz gibi mi sona
erecek? Yoksa bütün bu süreç bizi Irak karmaşasına çeken ve 2030 yılında sona erecek bitişi hazırlayan cazip bir tuzak m?
Gelecekte aradığımız bütün bu soruların cevaplarını ilginçtir ama geçmişte bulduk. Geçmişte bırakılmış ve bugün elimizde
olan bu mektuplar yani bazı eski metinler söz birliği etmiş gibi hep bu 30 yıllık sürece dikkat çekiyor ve bu yılları anlatıyor
bizleri uyarıyor. Bu metinler kısaca şunlardan bahsediyor:
- 200 yıl önce yazılmış olan Müştak Baba divanındaki Başkomutan Mustafa Kemal satırları.
- İsra suresinde anlatılan dünyanın yakın geleceğinin tarihi.
- Maide suresindeki Kuzey Irak'a giriş maceramız ve bunun tarihi.
- Elmalılı Hamdi Yazır'ın tefsirindeki bir ülkenin yıkılış hikâyesi.
- Bakara suresinde yeri bildirilen İstanbul'daki Kutsal Sandık.