Ahmet Arslan yaşadığı önemsiz gibi görünen bazı olgulardan Pavel'le mektuplaşmalarıyla birlikte düşün bahçesinin derin köklerine inebilmenin savaşımını veriyor. Tek desteği okur olan bu anlatımın derinliğine ulaşıldığında Türkiye tarihinin siyaset ve düşünsel çizgisi de kısmen kavranılmış; yazarın kendine doğaya ve topluma ilişkin verdiği düşünsel savaşım da anlam kazanıyor.
Ütopya Yayınevi olarak her zaman "taşralı yazar"lığını övünç kaynağı gören Ahmet Arslan'ın dağınık olmayan nesnellikten kopuk formellik taşımayan karmaşık düşüncelerinin bir bütün içinde diğer bütünlüklerle nasıl sistematize olduğunu diyalektik kanalda yaşamın gerçekleriyle nasıl bağdaştığını gözlemleyeceğiniz yazılardan oluşan bu kitabın okur için yol açıcı olacağını umuyoruz...