"Sanırım sizinle Milena ortak bir özelliğimiz var: Çok ürkek ve kaygılıyız. Neredeyse her mektup birbirinden farklı hemen hepsi bir öncekinden ve bundan da fazla gelecek cevap mektubundan korkuyor. [...] Mektupları okumaya hiç cesaret edemiyorum aralıklarla okuyabiliyorum ancak onları okurken duyduğum acıya dayanamıyorum."
Yeryüzünün en büyülü en karanlık ve elbette en umutsuz aşklarından biriydi onlarınki: Franz Kafka ve Milena Jajenska... Milena'nın Kafka'nın öykülerini Çekçeye çevirmesiyle başladı ilişkileri; Kafka'nın ölümünden kısa süre öncesine kadar devam eden mektuplarla büyüyen bir aşka dönüştü.
Nuriye Gülmen'in Almanca aslından çevirisiyle Milena'ya Mektuplar bu ölümsüz ve keder yüklü aşkı günümüze taşıyor.