Bu çalışma 'mitos'tan 'felsefe'ye 'hakikat'ten 'güç istemi'ne ve 'yorum'dan 'diyaloga' giden düşünce serüvenin dile getirilmesi girişimidir. Bu serüven düşüncenin ilk önce mitosla kendini nasıl sözde masalda efsanede ve öyküde açtığının örnekleri ile başlar. İkinci aşama ise logosun mitosla yer değiştirme ve kendi egemenliğini tümel/evrensel hakikat anlayışlarıyla felsefe aracılığıyla ortaya koyma sürecini Antik Yunan düşüncesinde yaşar. Bu dönüşümü Metin Becermen "Mitos ile logosun aralarındaki bağın zayıflaması ve logosun akıl anlamını kazanması sonucunda da bu bağın neredeyse kopma düzeyine gelmesi söz konusu olmuştur" ifadesiyle belirtmektedir.
Felsefe kavramların hayat bulduğu yerdir; bu nedenle kavramlar bir kez anlamları gereği ait oldukları teoriden sökülüp çıkarıldığında ve sağduyu denen bir düzeye indirgendiğinde anlamlarını yitirirler ve önceden gördükleri işlevleri de göremez olurlar.
... düşünce serüveni içinde filozofların amacı güç istemi ya da onu aşmak için verdikleri çabadır. Bu da ister istemez onların "görelilik" sorununu aşma çabasıdır. Bu aşma çabası da doğal olarak "dilsel" alanda olacaktır.
Felsefe bir hesaplaşmadır; öncelikle kendinle sonra başka felsefecilerle başka felsefeler ve düşünme biçimleriyle ideolojilerle dinlerle mitoslarla vs. Felsefe eleştirel düşünmedir; eleştirinin hedefi kimi zaman felsefenin kendisidir (Nietzsche Heidegger Adorno'da olduğu gibi); kimi zaman da felsefe diye sunulan dünya görüşleri dinsel bakışlar gelenekler vs.'dir.