Biraz kestirmek üzere yattığı yatağından çeşitli gürültüler nedeniyle fırlayarak uyandı. Ne olduğunu anlamaya çalışırken kurmamış olduğu çalar saati susturmak üzere oda kapısı yönündeki konsola döndüğünde ise öylece dona kaldı. Yarı açık kapıyı kapatmak üzere el ve bu ele ait garip bir siluet durmuş kendisini seyretmekteydi.
Yatak odasının kapısında bir yabancının duruyor olması adamın görüntüsü nedeniyle adeta önemini yitirmişti. Zira sessizce kendisine bakan bu kişi tam bir eski zaman firavunuydu.
Ancak ne kıyafeti nede abartılı makyajında renk bulunmaktaydı.
Adam baştan aşağı soluk beyazdı. Yalnızca ağzı burnu ve gözlerinin etrafına uygulanmış makyajı koyu griye kısmen de siyaha çalıyordu.
Gözlerinin donuk ve sabit olmasına karşın ağzı kuru bir gülümsemeyle yukarı doğru kıvrılmış adeta Suzan'ın ona gördüğünden emin olmayı bekliyordu...