Şairin emeği insanın özgürleşme mücadelesi için var. Dünyamızın içine sürüklendiği ve her geçen gün daha da ısınan savaş ortamında şiire olan gereksinim kendini daha fazla duyumsatıyor. Bireyin kendi köklerinden koparılıp "toplumsal varlık" yüceliğinden salt "teknik varlık" konumuna indirgendiği günümüzde yine şiire iş düşüyor. İnsanlık kendi yarattığı "ölümcül teknoloji"yi kontrol edecek yetkinliğe erişmek için de şaire başvuracak. Doğu Tabletleri yayınlanmaya başlandığı 2003 yılından beri bize bu görevleri anımsatıyor. Özgürleşmede köklerine kavuşmada ve yetkinleşmede şiire düşen payı ortaya koymaya çabalıyor. Hüseyin Haydar zalimce saldırılara uğrayan Ortadoğu ve Asya halklarının mücadelesinin sanat boyutuna Tabletler'le bir ışık çakıyor. Aynı zamanda Batı'nın saplandığı bunalımı gösteriyor. Öyle ki yapıt uygarlığın iki bin yıl sonra başladığı topraklara görkemli dönüşüne tanıklık ediyor. En doğudaki Turfan Karızları'ndan en batıdaki Bastil Meydanı'na uzanan geniş bir coğrafyanın şiir haritasını aydınlatıyor. Doğu Tabletleri bir yandan modern Türk şiirine bulaşan pek çok hurafeyi yıkarken öte yandan şiiri toplumsal mücadele alanına sürüyor. Güncel gerçeği derin tarihsel boyutlarıyla kavrayan şiirler imge yapısıyla da Türkçenin söz gücünü yansıtıyor.